Ana içeriğe atla

Nitelikli

MİNİ EKMEK TARİFİ

Herkese Merhaba :) Karantina günleri ile hemen hemen hepimizin hayatına giren  ekmek serüveni beni daha da önce yakalamıştı. Eşimin görevi sebebiyle köy hayatına giriş yapınca, en yakın bakkal da 5 km uzaklıkta olunca iş başa düştü :) Ekmeğimizi, yoğurdumuzu, peynirimizi, çökeleğimizi kendimiz yapar olduk. Başta bu kadar güzel olmuyorlardı tabii ki, deneye yanıla, ekleye çıkara sonunda her seferinde tutan ve bayılarak tükettiğimiz ekmek tarifimi bulmuş oldum. Sıfır katkı maddesi ile, içeriğini bildiğiniz leziz ekmekleriniz olacak. Ben yapacağım zaman biraz fazla yapıp buzluğa atıyorum ve tüketeceğimiz zamandan yarım saat önce çıkarıp çözdürüyorum. Küçük oldukları için çok çabuk çözünüyorlar. Mikrodalga fırınınız var ise bu süre iki dakikaya düşecektir. Hadi gelin tarife geçelim:) Malzemelerimiz; 8 su bardağı un 650 ml ılık su 3 yemek kaşığı instant maya 1 tatlı kaşığı şeker 2,5 tatlı kaşığı tuz Tüm gereken malzemeler bu kadar. İlk olarak ılık suyumuzu bir kaba alıp içerisine mayay

EN ÖNEMLİSİ ANI YAŞAMAK! NERELERDEYDİM?


Herkese Merhaba :)

Yaklaşık bir ay gibi bir süredir bloğuma uğrayamıyorum. Çünkü benim için çok önemli, aşırı heyecanlı ve her noktasıyla kendim ilgilenmek istediğim bir gün gerçekleşti. Nişanlandım :) Şu an hayatın başka bir evresinde olanlarınız için " Ee nolmuş yani, bu yüzden mi uğramadın buralara, insanlar neler ile uğraşıyor." düşünceleri oluşabilir. Ama bugün bahsetmek istediğim tam da bu aslında. Bu yazının ana konusu nişanım değil. Asıl konu şu an ben hayatın böyle bir evresindeyim. Ve başımdan bu kadar önemsediğim, bu kadar değer verdiğim bir gün geçtiği zaman hissettim ki o an neyi yaşıyorsak, hangi anın içinde isek bizim için en önemli an o an. Hatta başkaları, en yakınlarınız bile o an ne yaşadığımızı neden bu kadar büyüttüğümüzü anlayamayabiliyor. Çünkü onlar o anı sizinle aynı önem derecesine sokmuyor. Bizde yaşadıklarımızı aynı ölçüde değerlendirmiyoruz. Geçmişte aynı şekilde heyecanlandığınız bir olay o anın içindeyken o kadar da heyecan verici gelmiyor bizlere. Geçmiş ya da gelecek önemli olmuyor. Her zaman içinde bulunduğumuz an için ölüp bitiyoruz. Geçmişte yaşadığımız acılar, en kötü anlarımız, ya da daha mutlu daha heyecanlı olduğumuz bütün anlar anlamını yitiriyor ve bizim için yaşadığımız an bütün acı ve sevinçlerden daha da önemli oluyor.

Nişan tarihim yaklaşık üç hafta önce netleşti ve bir an da hazırlıkların içinde buldum kendimi. :) Biraz karakterim gereğiyle her bir noktasıyla kendim ilgilenmem her şeyi kafamda oturtmam gerekiyordu. Her işimi ona göre adapte edip bütün o üç hafta boyunca eksiksiz her şeyi düşünmem ve yerine getirmem gerekiyordu. Bu yüzden de üç hafta boyunca başka bir işe kendimi vermek ve dikkatimi dağıtmak istemedim. Çünkü yaşadığım bu evre hayatımdaki diğer işlerden çok daha önemli ve değerliydi benim için. Zaman ayıramaz mıydım? Tabi ki ayırabilirdim ama hiçbir işimi aralara sıkıştırıp baştan sağma yapmayı sevmediğim için, kısacası yapmış olmak için yapmak istemedim. O ay öyle bir evredeydim ve ona odaklanmak istedim. 

Bu evreden geçerken belki de büyümenin de etkisiyle anlıyorum ki hiç bir şeyin üzerinde takılıp kalmaya değmiyor. Geçmişte yaşadığımız kötü günlere takılıp, düşünüp düşünüp bugünü karartmak anlamsız. Bunu belki de bana olduğu gibi size de daha önce çok söyleyen olmuştur ama o an hiç de öyle gelmiyor. Sanırım anı yaşamanın önemini bizim kendimize öğretmemiz gerekiyor. Bende daha önce "Bu kadar takılma, çok canın yanıyor şu an biliyorum ama ileride geçecek bunlar, bu gününü karartma." cümlelerini dinledim ama bu bilinci kendime işleyene kadar pek de işime yaramıyordu. Yaşadığım şeyleri düşünmekten uyku uyuyamaz, hiç bir şeyden tat alamaz ve her anımı koca bir yürek çarpıntısıyla geçirirdim. Bu bilinci edineli "Şu an bir daha gelmeyecek, yarın da bu günü kaçırdığın için üzüleceksin, tamam bu yaşandı dersini aldın, öğreneceklerini öğrendin şimdi devam et..."demeyi öğreneli daha huzurlu anlar yaşıyorum. Belki de sahip olduğum bazı hastalıkların çoğu geçmişte yaşadığım kendimce çok büyük sıkıntıları bu kadar yoğun geçirmem ve takılıp kalmamdan kaynaklanıyordur. Farkında olmadan kendimize, sağlığımıza zarar veriyoruz. Bu yüzden bu konuyu sizinle paylaşmak ve benim gibi bu farkındalığın içinde gidip gelenleriniz ile dertleşmek istedim. Bunları benim söylemem de önemli değil şu an, bunu sizin içinize sindirip üzerine kendi kendinizle dertleşmeniz ve kararlar almanız gerekiyor. Ben sadece bu kıvılcımı yakmak istedim. Umarım birilerinizin hislerine dokunabilmişimdir :)


Bu arada kısa süre sonra nişan hazırlıklarım, nişan süreci ve sonrası hakkında bir paylaşımda bulunacağım. Belki o evrede olanlar için ufak bir yardımım olabilir. Bu konuyla ilgilenenleriniz aşağıya sorularınızı bırakırsanız bir sonraki yazıda özellikle onlardan bahsedebilirim. Çünkü biliyorum ki şu an telaştan ölüyorsunuz :)

HOŞÇAKALIN :)


Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar